28 Ocak 2016 Perşembe

Kitap Listem 2016



Herkese merhaba!
Bugün 2016 yılı için hazırlamış olduğum kitap listemi paylaşacağım.Bu yıl her hafta için bir kitap dedim ve en çok okumak istediğim 52 kitaptan oluşan bir liste hazırladım.Listede bu ay içerisinde okuduklarım da bulunuyor.Umarım yıl bitiminde hedefime ulaşmış olurum.
Bu defter benim 2016 yılı için edindiğim okuma defterim.İçerisinde okuma listem ve kitap yorumlarım bulunuyor.



İşte listem:

1)Yüzyıllık Yalnızlık-Gabriel Garcia Marquez
2)Kırmızı Pazartesi-Gabriel Garcia Marquez
3)Benim Hüzünlü Orospularım-Gabriel Garcia Marquez(OKUNDU)
4)Çavdar Tarlasında Çocuklar-J.D Salinger
5)İki Şehrin Hikayesi-Charles Dickens
6)Kardeşimin Hikayesi-Zülfü Livaneli
7)Şeker Portakalı-Jose Mavro de Vasconcelas
8)Erken Kaybedenler-Emrah serbes
9)Sofie'nin Dünyası-Jostein Goorder
10)Bülbülü Öldürmek-Harper Lee
11)Veba-Albert Camus
12)Suç ve Ceza-Dostoyevski
13)Anne Frank'ın Günlüğü-Anne Frank
14)Madam Bovary-Gustave Flaubert(OKUNDU)
15)Sefiller-Victor Hugo
16)Dava-Franz Kafka
17)Dönüşüm-Franz Kafka
18)Fareler ve İnsanlar-John Steinbeck
19Kimlik-Milan Kundera
20)Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği-Milan Kundera
21)Angela!nın Külleri-Frank McCourt(OKUNDU)
22)Hatıralar-Frank McCourt
23)Masumiyet Müzesi-Orhan Pamuk
24)Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi-Ayfer Tunç
25)Anna Karenina-Lev Tolstoy
26)Genç Werther'in Acıları-Goethe
27)Kolera Günlerinde Aşk-Gabriel Garcia Marquez
28)İnce Memed-Yaşar Kemal
29)Aşk Ve Gurur-Jane Austen
30)Eylül-Mehmet Rauf
31)Nietzche Ağladığında-İrvin D.Yalom
32)Gülün Adı-Umberto Eco
33)Sinekli Bakkal-Halide Edip Adıvar
34)Körlük-Jose Saramago(OKUNDU)
35)Satranç-Stefan Zweig(OKUNDU)
36)Bulantı-Jean Paul Sartre(OKUNDU)
37)Kendine Ait Bir Oda-Virginia Woolf
38)Charlotte Bronte'nin Gizli Günlükleri-Syrie James
39)Marie Antoinette-Stefan Zweig
40)Bir Kedi Bir Adam Bir Ölüm-Zülfü Livaneli
41)Handan-Ayşe Kulin
42)Dokuzuncu Hariciye Koğuşu-Peyami Safa
43)Ermiş-Halil Cibran
44)Beyoğlu'nun En Güzel Abisi-Ahmet Ümit
45)Kavim-Ahmet Ümit
46)Şeytan Ayrıntıda Gizlidir-Ahmet Ümit
47)Bir Sis Böler Geceyi-Ahmet Ümit
48)Çıplak Ayaklıydı Gece-Ahmet Ümit
49)Semerkant-Amin Maalouf
50)Sol Ayağım-Christy Brown
51)Sana Gül Bahçesi Vadetmedim-Joanne Greenberg
52)Koku-Patrick Süskind

Benim listem bu şekilde.
Kitaplar ile ilgili yorumlarınızı görmek beni mutlu edecektir.
Sevgilerimle...
Elçin AKKAŞ









21 Ocak 2016 Perşembe

İzmir Devlet Tiyatrosu/Bir Garip Orhan Veli ve ÇİÇU Oyunları


Herkese merhaba!
Bugün İzmir Devlet Tiyatrosunun izlediğim iki oyunundan bahsedeceğim.Bunlardan ilki Murathan Mungan'ın Orhan Veli Kanık'ın şiirlerinden uyarladığı Bir Garip Orhan Veli isimli oyun.
Oyun,ismini Orhan Veli Kanık'ın İstanbul Türküsü isimli şiirinde geçen ''İstanbul'da Boğaziçi'nde bir garip Orhan Veli'yim'' mısrasından alır.Tek kişilik olan oyun,1881 yılından beri belirli aralıklarla Müşfik Kenter tarafından sahnelenmiştir.Oyunu izlemek isteyen olursa izlemeden önce mutlaka Youtube kanalından Müşfik Kenter'in sesi ile dinlemenizi tavsiye ederim.
İzmir Devlet Tiyatrosu'nda oyunu aynı zamanda yönetmenliğini de yapan dizilerden aşina olduğumuz Tayfun Erarslan oynuyor.




Oyun tek perde ve 1 saat 10 dakika sürüyor.Tayfun Erarslan'ın oyunculuğuna gelecek olursak tek kelime ile müthiş.Oyunu arkadaşım ile soluksuz izledik ve çıktığımızda her ikimizde son zamanların en iyi oyunuydu yorumunu yaptık.Tüm tiyatro severlerin mutlaka izlemesi gereken bir oyun olduğunu düşünüyorum.

Bahsedeceğim bir diğer oyun Aziz Nesin'in klasikleşmiş oyunlarından biri olan Çiçu.Oyun,kendini toplumdan soyutlamış kedisi,köpeği,balıkları,kuşu,kaplumbağası,bitkileri ve Çiçu adını verdiği şişme bir kadın ile yaşayan,yalnızlığın deliliğin sınırına getirdiği bir adamın öyküsünü anlatıyor.Yalnızlığından şikayet etse de yalnızlığını seven,korkularının esiri bir adam bu.Modern toplumun gitgide yalnızlaştırdığı bir çoğu gibi...




Oyunu Tayfun Erarslan yönetmiş.Arif Yavuz başrolde.Ben kendisinin oyunculuğuna hayran kaldım.Oyun tek perde ve 1 saat 15 dakika sürüyor.Ben keyifle izledim.Kesinlikle tavsiye edeceğim bir oyun.

İzmir Devlet Tiyatrosunun oyunlarına giden,gidecek olan varsa mutlaka biraz erken gidip kafesinin salebinin tadına bakmalı.Salep sevmeyen sevgili eşim bile oranın salebini severek içiyor.Üstelik işleten çift tam anlamıyla kedisever bir aile.Çevrede ki tatlı kediciklerine mama almak için kasanın yanına minik bir kumbara koymuşlar.Gönlünüzden ne koparsa kabul ediyorlar.Evlerinde de kör bir kedileri varmış.Onlar kedilerini anlatıyorlar biz Patiğimizi anlatıyoruz:)




İşte meşhur salep de burada:)
Benim yazacaklarım bu kadar.Oyunları izleyenler varsa görüşlerinizi yorum olarak bırakırsanız memnun olurum.İzlemek isteyenler için umarım faydalı olmuşumdur.
Sevgilerimle...
Elçin AKKAŞ

31 Aralık 2015 Perşembe

Haydi Onlara bir Yardımımız Dokunsun-Yedikule Hayvan Dostları Derneği 2016 Takvimi


Herkese merhaba!
Yeni bir yıl kapıda.Öncelikle herkese dileklerinin gerçekleştiği sağlıklı bir yıl diliyorum.
Yeni yıl yaklaşırken evlerimize,ofislerimize 2016 yılı takvimleri alındı.Ben ofisimde mutlaka masa takvimi kullanırım.İki yıldır da Yedikule Hayvan Dostları Derneği yararına satılan masa takvimini alıyorum.Bu yılda geleneği bozmadım ve yakın zamanda bir adet edindim.Hala takvimi olmayanlar var ise bu takvimden edinerek sahipsiz canlara ufakta olsa  bir yardımda bulunabilirler.
Öncelikle 2015 yılının takvimini inceleyelim istedim.Fotoğrafları 25 Aralık'ta çekmiştim fakat ancak yazısını yazabiliyorum.
2015 takviminin kapağında dernek öncelikli engelli hayvan sahiplenmenin önemine değinmiş.



 Takvimin her yaprağının arkasında bu şekilde hayvan çizimleri mevcut.



Her yaprakta ise hayvanlar ile ilgili özlü sözlere yer vermişler.



Gelelim 2016 masa takvimine.Bu yılın takvimi boyut olarak geçen yıla oranla biraz daha küçük.
Takvimin kapağında bizi bir sokak kedisi karşılıyor.Her yaprağında fotoğraf sanatçıları tarafından çekilmiş sokak hayvanlarının fotoğrafları bulunuyor.Fotoğrafların her biri birbirinden güzel ve anlamlı.Benim en sevdiğim fotoğraf aşağıda bulunan Sami Uçan tarafından cami avlusunda çekilen kedi fotoğrafı oldu.Adeta makineyi patilemeye çalışmış:)







Biraz dernekten bahsetmek istiyorum. Yedikule hayvan barınağında aralarında engellilerin de bulunduğu yaklaşık 3000 sahipsiz köpek bulunmaktadır.Ayrıca sahipsiz ve engelli olan kediler de mevcut.Toplam alanı 8000 metrekare olan barınak 2001 yılında gönüllüler tarafından kurulmuş.Gönüllü yöneticisi Mimar Meral Olcay.Merkezde toplamda 22 kişi görev yapıyor.Merkezden köpek ve kedi sahiplenebiliyorsunuz. Üstelik tek yapmanız gereken internet sitesinde bulunan bu formu doldurmak.Merkezden kısa sürede size dönüş yapıyorlar.Tabi bir hevesle değil ömrü boyunca ona bakabilecek şekilde fedakarlık yapacağınızı düşünüyorsanız sahiplenin.Sokaklarda barınaklarda sevginize muhtaç onca can varken elbette ''Satın Alma Sahiplen'' diyoruz.
Bizim geçtiğimiz yıl sahiplendiğimiz evimizin baş tacı kedimiz Patik Hanım da yeni yıl havasına çoktan girmiş bulunuyor:)


Takvimlere gelecek olursak,D&R larda satılıyor.Masa takviminin fiyatı iki yıldır değişmedi.10 TL gibi uygun bir ücreti var.Ayrıca 2016 ajandası da var.Fakat benim aldığım D&R da yoktu.Eğer bulamazsam dernek ile iletişime geçip adresime kargolatmayı düşünüyorum.
İstanbul'da yaşıyorsanız ve şansınız var ise mutlaka barınağa gidip ziyaret etmenizi tavsiye ederim.Eğer derneğe yardımda bulunmak isterseniz buraya tıklamanız yeterli.
Umarım bu yazıyı okuyan birileri bir canın hayatında iyi şeylere imza atar.
Mutlu yıllar!
Sevgilerimle...
Elçin AKKAŞ




30 Aralık 2015 Çarşamba

Acılarını resmeden Meksika'lı Ressam:Frida KAHLO



Herkese merhaba!
Resim yapmayı çok seviyorum.Yağlıboya tablolarla başlayan resim serüvenim,kendime en uygun olduğunu keşfettiğim toz pastel çalışmalarımla devam etti.Resme olan merakım biraz da bana ilham kaynağı olan,bugünkü yazımın konusu Frida ile başladı diyebilirim.
Tam adı: Magdalena Carmen Frida Kahlo Calderon.Onu bu kadar sevdiren sanırım yaşadıklarını resimlerine yansıtma biçimi.Sanatı sürrealist olarak tanımlansa da Frida bunu reddediyor.Tam aksine ona göre resimleri acıyı tüm gerçekliğiyle yansıtıyor.
Gelelim Frida'nın acılarla dolu yaşamına.Henüz 6 yaşındayken geçirdiği çocuk felci sebebiyle bir bacağı sakat kalıyor ve kendisine ''Tahta Bacaklı Frida'' lakabı takılıyor.Bu bacağı ölümünden hemen önce 47 yaşında kangren sebebiyle kesiliyor.
Hayatının dönüm noktası ise şüphesiz 18 yaşında okuldan eve dönerken geçirdiği trafik kazası.İki yıl boyunca yürüyemedi ve hayatı boyunca toplamda 32 kez ameliyat oldu.
Kazadan bir ay sonra hastahaneden çıktığında ailesinin teşviki ile resim yapmaya başladı.Yatağının tavanında bulunan aynaya bakarak otoportreler yaptı.
İlk otoportresi,1926 yılında yaptığı:''Kadife Elbiseli Otoportre''dir.





İlişkileri de hayatı gibi inişli çıkışlı ve acı doluydu.Ressam Diego Rivera ile tanıştı ve kısa bir süre içerisinde evlendiler. Frida kocasına tutkulu bir aşkla bağlıydı.Öyle ki kocasının türlü çapkınlıklarını defalarca affetti.Evlilikleri fil ile güvercinin evliliğine benzetildi.Fakat kimse Diego'yu Frida'nın gözünden göremezdi.


Kocasına olan aşkını resmetmeyi ihmal etmedi.







Ve Frida'nın en en en sevdiğim tablosu:



Kocasını üçüncü gözü olarak resmetmiş.Sizce de bu harika değil mi?
Frida'nın Diego'ya birkaç mektubu:

''Diego:
 Hiçbir şey ellerinle kıyaslanamaz, hiçbir şey gözlerinin altın-yeşili gibi değil. Vücudum günlerdir seninle dolu. Sen gecenin aynasısın. Şiddetli bir şimşek çakışı. Toprağın nemi. Koltuk altlarının oyuğu benim sığınağım. Parmaklarım kanına değiyor. Tüm sevincim çiçek-çeşmenden fışkıran hayatı hissetmek ve sana ait tüm sinir yollarımı bununla doldurmak.''


''Diego’m için.

Dünyalara sessizce hayat verenim, en önemlisi yanılsama olmaması. Gün doğumları, dost kırmızılar, büyük maviler, yaprak dolu eller, gürültücü kuşlar, saçta parmaklar, güvercin yuvaları, insanın mücadelesine dair ender bir kavrayış, saçma şarkının basitliği, kalbimdeki rüzgarın budalalığı = uyak yapma kızım = antik Meksika’nın tatlı çikolatası, ağızdan gelen kanda kopan fırtına –  kasılma, alamet, kahkaha ve incinin saf dişten iğneleri, Temmuzun yedisinde bir hediye, istiyorum, alıyorum, şarkı söylüyorum, söyledim, bundan böyle bizim büyümüzün şarkısını söyleyeceğim – aşkımızı.''

Frida,ilk bebeğini,geçirdiği kaza esnasında rahmi çok fazla zarar gördüğü için sağlık sorunları nedeniyle aldırmak durumunda kaldı.İki bebeğini de düşürdü.Duyduğu dayanılmaz acıları tabi ki resmetti.


Sürekli evcil hayvan besliyordu.Tablolarına bunu da yansıttı.





İç dünyasını ortaya seren harika bir eseri daha:


55'i otoportre olan toplamda 143 resme sahip.
Hayatını anlatan Rauda Jamis'e ait bir roman,Salma Hayek'in rol aldığı bir film ve 2005 yılında yayınlanan ''The Life and Times Of Frida Kahlo' adında bir belgesel bulunmakta.
Okumaya ve izlemeye değer.




Filmini veya belgeselini izleyen,kitabını okuyan,araştıran varsa yorumlarınızı bekliyorum.
Sevgilerimle...
Elçin AKKAŞ

25 Aralık 2015 Cuma

Dünyanın dört bir yanından kartpostal alıp göndermeye ne dersiniz? Postcrossing.com

Herkese merhaba!
Bugün birkaç hafta önce tanıştığım bir siteden bahsetmek istiyorum. 
Eğer sizde kartpostal göndermeyi ve almayı seviyorsanız bu site tam size göre.Dünyanın dört bir yanından kartpostal alıyor ve dünyanın dört bir yanına kartpostal gönderiyorsunuz.Düşüncesi bile çok keyifli değil mi?
Yaşım dolayısıyla postaneler ile tanışabildim. İlkokulda iken uzakta ki akrabalarım ve arkadaşlarıma belirli aralıklarla kartpostal gönderir onlardan kartpostal alırdım.Hatta minik bir koleksiyona sahip olmuşluğum da vardır:)Zamanla teknolojinin ilerlemesi ile bu iş mail adreslerine gönderilen e-kartlara döndü. Peki yerini tuttu mu?Elbette hayır!
Ben el yazısına aşık bir insanım.Bu nedenle el yazısının yerini hiçbir şeyin tutmayacağını düşünüyorum.Üstelik dokunabildiğiniz kartpostallar varken diğerleri son derece anlamsız geliyor.
İşte tam bu noktada karşıma bu site çıktı.Tek yapmanız gereken siteye üye olmak.Daha sonra ''sent a postcard'' butonuna basıyorsunuz ve karşınıza bir isim,adres ve kart numarası çıkıyor.Bu kart numarasını mutlaka kartın üzerine yazmalısınız ki karşı taraf kartı aldığında bunu kodu ile birlikte sitede paylaşsın.Sizde bu şekilde kartın ulaştığından emin olabiliyorsunuz.İlk üye olduğunuzda maksimum beş adres alabiliyorsunuz.Kart gönderdikçe adres limitiniz de artıyor.
Ben dün akşam ilk kartlarımı hazırladım.En keyifli aşaması şüphesiz kartları seçme aşaması.Kart seçerken yaklaşık yarım saat oyalandım:)
Yeni yıla denk gelmesi nedeniyle bu kez yeni yıl kartları gönderiyorum.


Gelelim sitenin adresine:) https://www.postcrossing.com/ 
Hemen üye olun ve sizde aramıza katılın:)
Sevgilerimle...
Elçin AKKAŞ

17 Aralık 2015 Perşembe

İzmir Devlet Tiyatrosu/Şahane Düğün Prömiyeri



Herkese merhaba!
Bugün ''insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı'' olan tiyatrodan bahsetmek istiyorum.İzmir'de yaşıyoruz ve İzmir Devlet Tiyatrosu'nun oyunlarını vaktimiz oldukça takip etmeye çalışıyoruz.
Biletlerimizi internet üzerinden http://www.biletiva.com/ sitesinden online olarak satın alıyoruz.Biletler,temsil tarihinden 13 gün önce saat 10:00'da gişelerden,saat 11:00'da internet üzerinden satışa sunuluyor.Bilet bulmak çoğu zaman mümkün olmuyor çünkü genellikle satışa çıkar çıkmaz tükeniyor.Biz bu oyunu önlerde bilet kalmadığı için en arka köşeden izlemek durumunda kaldık.
Bilet fiyatlarına gelecek olursak yetişkin biletleri tam:10 TL,indirimli:6 TL.Çocuk oyunları ise,4 TL.Eğer bizim gibi müzekart plus(+) sahibi iseniz indirimli biletten yararlanabiliyorsunuz.
Bugün,15/12/2015 Salı günü İzmir Devlet Tiyatrosu'nda prömiyeri gerçekleşen ''Şahane Düğün'' isimli tiyatro oyunundan bahsedeceğim.
Oyunun KonusuLondra’nın  dışında  bir taşra oteli,  yeni  bir hayata  adım atmak üzere  evlilik törenine hazırlanan  genç bir çift, hazırlıkları takip eden yakın dostları, gelinin annesi ve hayatlarına bir anda giren beklenmedik misafirler ile olaylar… Evlenmek için seçtiğiniz kişi “doğru insan” değilse ne olur? Peki ya “doğru insan”  tam düğünden önce karşınıza çıkarsa? İşte bu sorular kahramanlarımızı içinden çıkılmaz gibi görünen sorunların, eğlenceli bir dolantının ortasına sürüklüyor, kahkahalarımızı tutamayacağımız bir dizi komik olay ustaca bir kurguyla sahneye taşınıyor.
Oyun Ekibi:

DEKOR TASARIMI

SUAR ŞEYLAN

GİYSİ TASARIMI

YILDIZ İPEKLİOĞLU

IŞIK TASARIMI

ZEKİ KAYAR

DRAMATURG

FÜSUN ATAMAN BERKE

YÖNETMEN YARDIMCILARI

SİBEL AĞALDAY
NAGEHAN YAZICI

IŞIK KUMANDA

SÜLEYMAN TAVAN
BORA ANDAÇ
OYUNCULAR
IŞIN KARAKAN YILDIZ
SERKAN KUNTER
MUSTAFA ŞEN
CEYHAN GÖLÇEK
GÜLDENİZ TÜRKÜSTÜN
BERFU YARGÜCÜ KALAY

SAHNE AMİRİ

BORKAN ANDAÇ

KONDÜVİT

MEHMET ŞİŞECİ


SAHNE MAKİNİSTİ

CEYHUN AKÇELTİK

AKSESUAR SORUMLUSU

ŞAFAK KOCATUŞ











Oyunu sevgili eşim ile birlikte izledik.Komedi türünde oldukça keyif alarak izlediğimiz bir oyun oldu.Olaylar bir ara öyle karmaşık bir hal aldı ki aklımız karışmadı değil.Ustaca kurgulandığını söyleyebilirim.
Prömiyer olduğu için tanıdık yüzlerle de karşılaştık.Televizyondan tanıdığımız bazı dizi oyuncuları da oyunu izleyenler arasındaydı.
Oyunculuklara gelecek olursak,hepsi gerçekten çok iyi iş çıkardılar.Fakat biz en çok otelin temizlik görevlisi Julie rolünde ki Güldeniz Türküstün'ün performansını beğendik.


İzlenesi,keyifli bir oyun.Aralık ayı boyunca sahneleniyor.Fakat biletler tamamen tükenmiş durumda. Kim bilir belki ocak ayında sahnelenmeye devam eder.Siteyi her gün kontrol etmekte fayda var.
Sevgilerimle...
Elçin AKKAŞ


15 Aralık 2015 Salı

KEDİLİ KADIN,SAYGI DUYULMASI GEREKEN KADINDIR!(SABANUR KIRAÇ 11.05.2013 TARİHLİ YAZISINDAN)

Herkese merhaba!
Bugün yıllar önce okuyup bir yere not ettiğim Hürriyet yazarı Sabanur Kılıç'ın  aşağıdaki yazısını paylaşmak istedim.Yazı tam anlamıyla kelimesi kelimesine beni ifade ediyor.Ne de olsa bende kedili bir kadınım.
Kedi ve genel anlamda hayvan sevgim ailemden geliyor.Kendimi bildim bileli evimizde mutlaka bir evcil hayvan olmuştur.Metropolde yaşıyor olup apartman dairesinde otursak bile sevgili kardeşim ile birlikte renkli civcivleri koynumuzda uyuttuğumuz günlerimiz olmuştur.Balıktan kuşa kediden köpeğe her tür evcil hayvanla haşır neşir olmuşluğumuz vardır.
Ben çok şanslı bir kadınım ki sevgili eşim de hayvanlar ile çok kuvvetli bağ kurabilen nadir insanlardandır.Evimizi kedimiz Patik Hanım ile paylaşıyoruz.Kendisi bir kediden ziyade adeta bebeğimiz gibidir.Zira birlikte uyur,ev içerisinde dip dibe yaşarız.
Aşağıda gördüğünüz resim bana aittir. Çoğunlukla kediler ve kadınları resmediyorum. Ve bu resim en sevdiğim resimlerimden biridir.Başlıkla ve yazıyla pek uyumlu olduğunu düşünüp paylaşmak istedim:)

Bu yazıda biz kedili kadınları tam anlamıyla ifade ettiği için sevgili Sabanur Kıraç'a canı gönülden sevgilerimi gönderiyorum.


İşte bahsettiğim yazı:


''Önceleri anlamlandıramadım içlerindeki inanılmaz kedi sevgisini. Ama tanıdıkça saygı duymaya başladım onlara. Onlar sayesinde kedi sever olmak ile hayvan sever olmak arasındaki farkı gördüm...

Çünkü kedili kadınlar bir başka seviyor kedilerini. Öyle içten, öyle dolu dolu seviyor ki, kıskanıyorsun. Bazen sevgilisinden, bazen en yakın arkadaşından çok seviyor kedisini. 
Üstelik bir kadın bir kez kedi sevgisini tattı mı yolundan da dönemiyor. Sadece kedi sevgisi öyle vazgeçilmez bir sevgi olduğu için değil, Imperial College London’da yapılan bir araştırmaya göre kediler buna neden olan bir parazit yaydığı için de. Zararsız olan bu parazit, insanların kedileri daha fazla sevmesine ve bağlanmasına neden oluyor. Çünkü bu parazit sayesinde kedi sahibi kedi çişi kokusuna bile bağışıklı kazanabiliyor.Ve eğer karşısındaki kişi kedi sevmiyorsa irkiliyor sanki. “Bir insan nasıl olur da kedi sevmez”onu anlayamıyor. Hatta git gide kedi sevmeyen insanlara mesafe koyuyor bazısı. O kadar ki aşkından ölse de kedi sevmeyen adamı hayatına sokmuyor bile.



Ya da eve kediden korkan veya çekinen bir misafir geldiğinde, kedisini bir odaya kilitlemekten nefret ediyor. Hatta bazen o misafiri bir daha evine çağırmıyor. Nedenini sorduğunda da “Ben senin evine geldiğimde çocuğunu odaya kilitlemeni istiyor muyum” diyor. Çünkü evet kedisini çocuğu gibi seviyor. Kendi doğurmuş, kendinden bir parçaymış gibi... Kısacası kedili kadın sevmeyi biliyor. Hem de dibine kadar sevmeyi… 


Bazen de kedisinin arkadaşlığını başkalarına tercih ediyor kedili kadın. Ama hiçbir zaman yalnız kalmıyor. Evde kedisi varsa kendini hiçbir zaman yalnız da hissetmiyor. Çünkü kedisi onu asla yalnız bırakmıyor. Kadın da o yüzden ev arkadaşı gibi davranıyor kedisine…

Kedili kadın, güçlü kadın. Kedili kadın vicdanlı, sevgi ve ilgi dolu kadın. Kedisi için yapabileceklerinin sınırı yok. Kedisi ameliyat olabilsin diye bütün mal varlığını da feda edebilir o yalnız kalmasın diye tatilden de erken dönebilir…

Huzurlu bir kadın
, kedili kadın. Çünkü negatif enerjisini, iş stresini veya mutsuzluğunu kedisiyle nötrleyebilen bir kadın o...

Kısacası kedili kadın başka bir tür kardeşim. Saygı duyulması gereken bir tür hem de. Çünkü Mina Urgan’ın dediği gibi kedi sevebilmek için belirli bir kültür düzeyi ve duyarlılık gerekiyor. Kedi seven kadınlar genellikle kültürlü, ince, sanat meraklısı insanlar oluyor.
O yüzden bir daha kedili bir kadın gördüğünüzde abuk sabuk bir yorum yapmadan önce bunları bir düşünün ve siz de kedili kadınlara saygı duymayı öğrenin…''
Sevgilerimle...
Elçin AKKAŞ