7 Aralık 2015 Pazartesi

İzmir Devlet Opera ve Balesi/Çakırcalı Efe Dans Tiyatrosu



Herkese merhaba!
Bugün bambaşka bir blog yayını ile karşınızdayım. Bloğumun esas içeriği kozmetik incelemelerim olsada,ben okuduğum kitaplara,izlediğim filmler ve temsillere,gezdiğim müze ve örenyerlerine,dekorasyon fikirlerime de yer vermek istiyorum.Bunlardan ilki İzmir Devlet Opera ve Balesi'nin sahnelediği Çakırcalı Efe Dans Tiyatrosu olacak.
Geçtiğimiz sezon izleme şansı yakalayamadığımız bu temsilin bu sezon tekrar sahnelendiğini görünce sevgili eşim ile birlikte biletlerimizi alıp heyecan içerisinde tarihi beklemeye koyulduk.Fakat İzmir trafiği temsilin ilk perdesini izlememize ne yazık ki mani oldu.Ancak ikinci perdesine yetişebildik.
Şimdi temsil hakkında bazı bilgiler vermek istiyorum.Yaşar Kemal'in 1972 yılında kaleme aldığı eserin müziklerini Cem İdiz hazırlamış,orkestrayı şef Ali Hoca yönetmiştir.Temsil Tarihi Elhamra Sahnesi'nde sahnelenmektedir.Konusu;

BİRİNCİ PERDE
1872 yılında Ödemiş'in, Ayasuluğ Köyü'nde dünyaya gelen Çakırcalı Mehmet Efe'nin annesi Hatice, babası ise eski zeybeklerden Çakırcalı Ahmet Efe'dir. Mehmet, henüz 11 yaşında iken babası, zaptiye çavuşu Hasan Çavuş tarafından öldürülür. Tütün kaçakçılığı yaparak yaşamını sürdüren Çakırcalı'nın bu işte en büyük yardımcısı Hacı Eşkıya olur. Bir zaman sonra Hacı Eşkıya, geçmişte kendisini terk edip başka bir gençle kaçan karısını ve aşığını Çakırcalı'ya öldürtür. Kısa bir süre sonra da, Hasan Çavuş tarafından yakalanarak hapse atılan Çakırcalı, mahkemede delil yetersizliğinden beraat eder. Çakırcalı, varlıklı kişilerden aldığı paraları yoksullara dağıtır. Köprü, çeşme gibi yararlı işler yaparak halkın gözünde yücelir. Hasan Çavuş ile Mülazım Hüsnü Efendi'yi bir pusuda öldüren Çakırcalı, halka karşı acımasızlık yapan ve yönetime çalışan birtakım Türk, Rum ve Arnavut çetelerine karşı da büyük mücadeleler verir. Çakırcalı ilk karısı Iraz, efe için çok değerlidir, ancak Iraz'ı çok sevmesine rağmen, düze indiği bir sıra, Fatma'ya aşık olmuş, fakat evlenme isteğini bir türlü Iraza söyleyememiştir. Bu durumdan haberi olan Iraz ise, kadınlık gururunu bir kenara bırakıp, efesinin şerefi için Fatma'yla evlenmesine razı olur, hatta kızını Çakırcalı'ya vermek istemeyen Fatma'nın babasını silah zoruyla bu evliliğe ikna etmiştir.


İKİNCİ PERDE
Ünü Avrupa'ya yayılan Çakırcalı hakkında gazetelerde dizi dizi yazılar çıkar. Çakırcalı Mehmet Efe ile baş edemeyen Osmanlı kendisine çok defalar af çıkartır. Ancak Mehmet efe, her seferinde dağa çıkmak zorunda kalır.. Genellikle çok az kişilik ekiplerle çatışmalara girmiş olan Çakırcalı, bir çok takipçinin peşine takılmasıyla, mücadelesini, muavin çeteler kurarak sürdürmüştür. Çetesinde yer alan bir çok kızanına her zaman sahip çıkmış olan Çakırcalı, jandarmalar tarafından yakalanmış olan Kara Ali ve çetesini, yaralı olarak yattığı bir zamanda, kendisine haberi verilmediği için asılmaktan kurtaramamış, bu nedenle kendini ve haber vermeyen kızanlarını, bu konuda hiç affetmemiştir. Değer yargıları, savaş taktikleri ve bir çok insanı özelliğiyle, diğer efelerden ayrı tutulan Çakırcalı Efe, 1912 yılında, Nazilli yakınlarındaki Karıncalı Dağ mevkisinde yönetim güçlerince girdiği bir çatışma sonucu, kafası ve elleri kesilmiş, göğsünün derisi yüzülmüş bir halde bulunur. Bu durumun, öldükten sonra tanınmamak için, Efe'nin kendi istediği doğrultusunda, kızanları tarafından gerçekleştirildiği söylenir.. Çakırcalı Mehmet Efe'nin ölümü, halk arasında büyük üzüntü yaratmış ve Çakırcalı'ya ağıtlar yakılmıştır. Ödemişli olan Çakırcalı Mehmed Efe, bugün İzmir´in kavakları olarak bildiğimiz, aslı Ödemişin Kavakları olan türkünün de ilham kaynağı olmuştur.


Temsil, Çakırcalı'yı öldüren müfrezenin kumandanı Rüştü Kobaş ile yapılan bir röportajın ışığı ile ilerliyor. Çakırcalı Mehmet Efe'nin çocukluğundan ölümüne uzanan kesitlerden oluşuyor. Çakırcalı Efe rolü ile Serkan Yetkinoğlu'nun sahnede adeta parladığını söyleyebilirim..Zeybek dansının bale figürleri ile özünü kaybedebileceği önyargısı ile izlemeye başlasamda,Serkan Yetkinoğlu'nun sahne performansı bu konudaki önyargımı yıkmak için yeterli oldu.Temsilde rol alan diğer baletlerin çoğu için ne yazık ki aynı şeyi söyleyemeyeceğim.Eserin sonunda Çakırcalı Mehmet Efe'nin ölümü hüzünlü biçimde sahnelenmiş. Çakırcalı'nın ölmesinden sonra sahneye ellerinde meşalelerle gelen sanatçılar, Çakırcalı için yakılan "İzmir'in Kavakları" türküsünü hep birlikte söylerken, Çakırcalı Mehmet Efe rolündeki Serkan Yetkinoğlu da sahnenin yüksek tavanına iple asılıyor. Yetkinoğlu, böylece Efe'nin ruhunun göğe yükselmesini ve bir anlamda efsaneleşerek toplumsal hafızaya kazınmasını canlandırıyor.Temsilin en etkileyici bölümü bu son sahnesiydi ve dakikalarca ayakta alkışlandı.
Umuyorum tekrar sahnelenir ve biz ilk perdesini bu kez izleyebiliriz:)
Temsili izleyen var ise sizin yorumlarınızı da görmek beni mutlu edecektir.
Sevgilerimle...
Elçin AKKAŞ


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder